23 Aralık 2013 Pazartesi

GELİŞİMSEL PSİKOSEKSÜEL EVRELER VE PSİKOLOJİK ASTROLOJİ






Psikolojik astroloji, kişinin doğum haritasında çocukluğunda yaşamış olduğu gelişim evrelerinin nasıl yaşandığı ile ilgili bilgilere ışık tutmaktadır.
Psikanalizin ilk günlerinde Freud, nevrozların oluşumunda çocuklukta yaşana cinsel içerikli sarsıcı olayların ne denli önemli bir rol oynadığını farketmişti. Bu veriler psiseksüel gelişim kuramının temelini oluşturdu. Bu görüşe göre çocukta psikolojik ve cinsel gelişim, herbiri bir önceki dönemin üzerine kurulan ve önceki beş dönemde tamamlanır.  Bu kurama en yeni katkılarını Erickson, White, Parsons ve Bales getirmiştir.
Psikanaliz kuramı, esas olarak gelişimin ilk üç evresi üzerinde durmaktadır.  Psikolojik astroloji bu kavramlara, haritalarda ilgili sembollerle açıklayarak kişinin hangi dönemlerde ne gibi sıkıntılar yaşadığını ve gerilemenin hayatın hangi safhalarında ne şekilde tezahür ettiğini bize işaret etmektedir. Buradaki tanımlamalan dönemler, kuramların ortak bileşenleri göz önünde tutularak ve astroloji ile birleştirildiğinde ortaya çıkan tanımlamalardır.
1-      Oral dönem:  Doğumdan 1-1/2 yaşına kadar süren bir dönemdir.  Bebeğinn algılamaları,gereksinimler daha çok ağız bölgesined toplanmıştır. Yaşamın ilk yıllarında çocuk çaresiz ve bakıma muhtaçtır. Açlığı giderilmediğinde bebek, bu duygusunu gideren bir nesne aramaya zorlanır ve dış dünya ile bu şekilde ilişki kurmaya başlar. Gereksinimleri düzenli olarak karşılanınca dış dünyaya karşı temel güven duygusu oluşturmuş olur.
Oral evre çocuğun güven ve güvensizlik arasında yaşamış olduğu çatışmayı belirtmektedir.  Haritalarımızda Ay bu fazı betimelemektedir. Ayrıca 1. 4. ve 10. Evler, boğa veya yengeç vurgusu dikkate alınmalıdır.  Ayın yerleşimi ve açıları bu dönemin çocuk tarafından nasıl algılandığını betimler.  Ay-Uranüs açısı olan çocuk annesiyle ilgili iç imajında rahat değildir.  Anneye bir gün gülümserken aldığı ilgi ve şefkati diğer gün elde edemez.  Bu durumda güven duygusu zedelenmiş olur.
Oral dönemin gereğince karşılanmaması ya da aşırı doyurulması bir çok normal dışı kişilik özelliklerinin yaşanmasına neden olur.  Oral karekterli kişiler aşırı bağımlıdır. Ve diğer insanlardan kendileri ile ilgilenmelerini isterler. Oral dönemde iç gerçekli ve dış gerçeklik arasında ayrım yapma yetersizliği şizofrenide yansır. Kendi değerini azaltma ve depresif haller, aşırı mizaç sıçramaları benlik ve çevre imgesi ile ilgili iyilik ve düşmanlık halleri, psikoz manik depresife işaret eder.  Astrolojik olarak bölünme olarak açıkladığımız bu durumu Ay’ın bir çok çeşitli açısı varsa deneyimleriz.  Ay Jüpiter ile uyumlu açılarda duygularına uygun davranırken, natal haritasındaki Ay-Pluto açısı ile yıkıcı davranış türü geliştirecektir.
Ayrıca bu dönemi astrolojik olarak incelerken Neptün’ede özellikle dikkat etmeliyiz.  Çünküü çocuk doğumuyla beraber anneyle bir bütün olarak birlik duygusu içinde yaşar. Anneye karşı geliştirilen özlem ve arzunun ilk aşamalarıda Neptün yerleşimi ve açıları ile tanımlanmış olur.
Oral dönem başarı ile tamamlandığında kişilik aşırı bağımlılık geliştirmeden diğer insanlara verebilme ve onlardan alabilme niteliklerini geliştirir. Böylece diğer insanlara güvenir ve onlardan destek alabilirler.
2-       Anal Dönem:  3 yaşa kadar süre bu dönemde , anüse giden kaslara giden sinirlerin olgunlaşması sonucu iradenin devreye girdiği dönemdir. “Bu dünya nasıl bir yerdir? Yeteri kadar etkili miyim?” sorularının cevabı aranır. Bu evre haritalarımızda Güneş ve Mars arketipiyle anlatılır.  Toprak ve su polaritesinde en fazla zorluğun çıktığı görülmektedir. Anal dönemde özerklik ile utanç arasında yaşana çatışmayı anlatmaktadır. Erikson’nun dediği gibi çocuk için sorun kendine saygısını yitirmeden kendine egemen olmayı öğrenmektir. Bu başarıdan bağımsızlık ve gurur çıkar. Veya anne babanın aşırı müdehaleside çocukta utanç ve kararsızlık duygusuna neden olabilir. Çocuk çevresi tarafından altüst edilmekten kendisini koruyacak kendini ortaya koyup onaylanmasını sağlayacak yöntemler geliştirmeye yönelir. Artık oral evreden sadece anneye ihtiyaç olduğu dönemden çıkılmış, anne ve çocuğun karşılıklı rollerinin olduğu evreye geçilmiştir. Güneş veya Mars’ın Neptünle olumsuz açısı, çocuğu isteklerimi ortaya koyarsam kendimi suçlu hissederim yönelimine götürür. Aynı şekilde Satürn ile açısı kendini ifadede bir tür blokaj yaratır.
Anal döneme ait psikopatolojiler şunlardır. Paranoya, psikopat karakter( iyiye ve kötüye kayıtsız kalmak ve ahlaki değerlere saldırılması halinde suçluluk duymamak), sadomazoşist düzensizlikler(denetleme ve denetlenme, altedme ve altedilme gereksinimleriyle belirginleşir.)ve obsesif kompulsif nitelikte düzensizlikler( karar verme yeteneksizliği ve utanç ve suçluluk duygusu).
Astrolojik yorumlarda ayrıca 3. Eve bakarak çocuğun çevreyi nasıl algıladığı ile ilgili bilgiye de erişebiliriz. Çünkü 3. Ev hareket ile ilgili olup,  hareket ile elde edilen deneyimlerle düşünme ve beynin çalışmasını etkileyen bir süreç yaşanmış olur.

3-      Fallik Dönem: 3. Yaşın sonlarında 5. Yaşın sonlarına kadar devam eden süreçtir.  Cinsel bölgelerin uyarılmasına heyecan duyma ve cinselliğe karşı aşırı ilgili biçimlede yaklaşımların yaşandığı dönemdir.  Bu dönemde artık anne, baba ve çocuk sahnededir. Çocukla anne-babası arasında yoğun sevgi alış verişleri gözlenir, yarışma ve düşmanlık duyguları belirginleşir.Bu döneme Freud Oedipal Karmaşası adını vermiştir.  Erkek çocuğun sevgi nesnesi olan anne , Oedipal dönemde de yerini korur. Erkek çocuk annesine onun sevgilisi gibi davranabilir,  babasının yerine geçmek için girişimlerde bulunabilir. Babasına yönelik saldırgan duygularında ötürü onun tarafından cezalandırılacağından korkar. Pozitif olarak, eğer baba, annedem ayrılmaya yardımcı olacaktır.  Güneşin iyi açılarında baba çocuğu dış dünyaya yöneltmiş ve çocuğun dış dünya ile yüzleşmesini sağlamıştır. Bu astrolojik olarak komplekstir. Güneş ve 4. Ev açılarına ve yerleşimleri incelenmelidir. Bu dönemi yansıtan toplumsal tutumlar, istikrarsızlık, yüzeysellik, çıkarcılık, güven aşırılığı ve kibirliliktir.
Kız çocuğunda ise,  bu dönemde baba ile kurulan ilişki önem kazanmaktadır. Kız çocukta Oedipus karmaşası, babanın sevgisinin ve  verdiği çocukların gerçek sahibi olan anneyle özdeşleşmeye bırakır. Eğer baba iyi bir model değilse,  kız çocuk hayal kırıklığına uğrar ve diğer erkeklerle de aynı şeyi yaşayacağını bekleyerek büyür.  Mesala Güneş-Neptün açısı olan kız çocuk, babayı idealize edebilir, büyüdüğünde onu başka ışıklar altında görüp hayal kırıklığına uğrayıp bu zamanla gelecekteki ilişkilerine tekrar modeli oluşturmuş olur.
Erickson bu evrede çocuğun girişim zihniyeti ve suçluluk duyguları arasındaki çatışmalarla karşılaştığını belirtir. Girişim en büyük yöneticisi vicdan bu dönemde yerleşir. Oedipal dönemde istek ve sevgi beraber çalışır.  Bu fazda aktive olan gezegen Venüs’tür. Örneğin Venüs-Ay açısı, erkek çocukta anne imajı ile aşığın imajının çakıştığını anlatır. Eğer anne onu duygusal ve cinel yönden doyuran bir eşe sahip değilse, kendini çocuğa verir. Bu durumda çocuk için başka bir türlü ilişki kurma şansı da kalmaz. Oedipal dönem sürer. Erkek karısını annesi gibi görüp seksüel hislerini kaybedebilir. Çünkü sosyal olarak anne ile cinsellik tabudur.
Ayrıca bu dönemde ileride homoseksüel eğilimler geliştirecek yönlenmeler kazanabilir. Bazı durumlarda erkek çocuğun babasına olan ilgisi, annesine olan ilgisinden daha baskındır.Dolayısı ile annesine karşı olumsuz düşünceler geliştirir. Buna Karşıt Oedipus Karmaşası denir.  Bu erkeğin haritasında Ay’ın zorlu açıları ile gözlenir ve Güneş iyi açılıysa da baba ile arzularda bulunur.
Fizyolojik  bozukluğu taklit eden belirtiler, bastırmaya bağlı bellek kaybı, anksiyete hali ve fobiler bu evrenin psikopatolojik unsurlarıdır.

Kaynakça    Psikanaliz ve Sonrası ,  Engin Gençtan
Kişilik, Jerry Burger
The Development of the Personality, Liz Green, Howard  Sasportas
Psikoseksüel Gelişim  Evreleri,  M.Deutch ve R.M. Krauss

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder